Statinlerin arkasındaki gerçekler

Statinler ve Kolesterol: Gerçekler ve Yan Etkiler

Statinler, HMG-CoA redüktaz enzimini baskılayarak karaciğerde kolesterol sentezini engeller. Bu sayede LDL seviyelerini düşürür. Genel olarak etkinlikleri uzun vadeli çalışmalarla kanıtlanmış olsa da, her bireyde aynı faydayı sağlamamaktadır. (Kaynak: Circulation Araştırması, 2018; Mayo Clinic, 2022)

Statin Kullanımı Kimler İçin Gerekli?

Statinlerin ikincil korunma (daha önce kalp krizi geçirenler için) konusunda yararı tartışmasızdır. Ancak birincil korunmada (önlem amaçlı kullanım) mutlak risk azalması daha düşüktür. (Kaynak: American College of Cardiology, 2019; NICE Kılavuzları, 2021)

Yaygın Yan Etkiler ve Riskler

  • Kas ağrısı: Kullanıcıların % 5-10’unda görülür. (Kaynak: European Journal of Preventive Cardiology, 2020)
  • Karaciğer enzimleri: AST/ALT yükselmesi genellikle geçicidir. (Kaynak: Cleveland Clinic Journal of Medicine, 2017)
  • Tip 2 diyabet riski: Özellikle kadın ve yaşlı bireylerde glikoz metabolizmasını bozabilir. (Kaynak: JAMA Internal Medicine, 2012)
  • Hafıza şikayetleri: FDA 2012’de bu konuda uyarı yayımladı. (Kaynak: U.S. Food & Drug Administration, 2012)

Ne Zaman Doktora Başvurulmalı?

  • LDL 160 mg/dL’nin üzerine çıktığında
  • Ailede erken yaşta kalp krizi öyküsü varsa
  • Bel çevresi yüksekliği söz konusuysa
  • Açlık glikozu 100 mg/dL’nin üzerindeyse
  • Daha önce stent/anjiyo yapılmış ama ilaç başlanmamışsa

(Kaynak: Cleveland Clinic Heart Risk Hesaplayıcısı, 2022)

Statinsiz Doğal Yollar

  • Akdeniz diyeti: Birçok meta-analiz, kalp krizi riskini azalttığını göstermiştir. (Kaynak: The New England Journal of Medicine, 2013)
  • Egzersiz: Düzenli aerobik aktivite HDL seviyelerini artırabilir. (Kaynak: American Heart Association, 2020)
  • Omega-3: EPA formunun trigliseritleri düşürücü etkisi kanıtlanmıştır. (Kaynak: Journal of Clinical Lipidology, 2019)
  • Berberin, çörek otu: LDL seviyelerini düşürdüğüne dair randomize çalışmalar bulunmaktadır. (Kaynak: Phytotherapy Research, 2020; Evidence-Based Complementary and Alternative Medicine, 2021)

İlaca Başlamadan Önce Hangi Testler Yapılmalı?

Sadece LDL seviyesine bakmak yeterli değildir. Risk analizi için trigliserid, HDL, insülin direnci, hs-CRP, karaciğer fonksiyonları ve gerektiğinde kalsiyum skoru testleri birlikte yapılmalıdır. (Kaynak: American Journal of Cardiology, 2020; ESC Kılavuzları, 2021)

Uzman Görüşleri ve Kılavuz Farklılıkları

  • ESC: Risk skoru % 5’ten büyükse statin önerilir.
  • AHA: 10 yıllık risk % 7.5’in üzerindeyse ilaca başlanabilir.
  • NICE (İngiltere): Risk % 10’dan fazlaysa önerilir, ancak önce yaşam tarzı değişikliği denenmelidir. (Kaynaklar: ESC 2021 Kılavuzları; AHA Kolesterol Kılavuzları 2019; NICE Lipid Modifikasyonu 2021)

LDL Kolesterolü Düşürmek Kalp Krizi Riskini Azaltır mı?

LDL kolesterolün düşük olması kalp krizi riskini azaltır inancı sorgulanmaktadır. Özellikle düşük riskli bireylerde, LDL kolesterolün düşürülmesi her zaman kalp krizi riskinde anlamlı bir azalma sağlamayabilir.

Mutlak risk azalması önemli bir kavramdır. Örneğin:

– LDL’si 160 mg/dL olan, ancak diğer risk faktörü bulunmayan bir kişinin 10 yıllık kalp krizi riski % 2 ise, statin verilmesi durumunda risk belki % 1,6’ya düşebilir. Bu göreceli azalma % 20 gibi görünse de, mutlak azalma sadece % 0,4’tür.

– Yani 1000 kişiye statin verildiğinde sadece 4 kişinin kalp krizi riskini azalırken, 996 kişi gereksiz yere ilaç kullanmış olacaktır. Bu nedenle, sadece LDL’ye bakarak statine başlamak özellikle düşük risk grubunda aşırı tedaviye yol açabilir. Amerikan Hastalık Önleme Görev Gücü (USPSTF) ve İngiliz NICE kılavuzları, karar vermeden önce toplam kalp krizi riskini hesaplamanın önemine vurgu yapmaktadır. (Kaynak: The BMJ, 2016; Cochrane Systematic Review Veri Tabanı, 2022; NICE Lipid Rehberi, 2021)

Ayrıca, LDL seviyesi düşse bile, sigara içmeye devam edilmesi, insülin direnci veya bel çevresinin geniş olması durumunda kalp krizi riski yine yüksek olabilir. Bu nedenle, LDL’yi düşürmek tek başına yeterli koruma sağlamaz. Asıl etki, LDL düşüşüyle birlikte genel metabolik sağlığın iyileştirilmesiyle sağlanabilir. (Kaynak: European Heart Journal, 2020; JAMA Cardiology, 2021)

Yarın:

– İlaçsız kolesterolü düşürmek mümkün mü?

– “Doğal” etiketi her zaman güvenilir değil!

– Akdeniz diyeti hala en güçlü doğal tedavi olabilir.

– FDA uyardı: “Bitkisel” kolesterol ilaçlarına dikkat!

– Egzersiz, omega-3 ve çörek otu: Gerçekten işe yarayan 3 yöntem

Related Posts

Hızla kilo vermek için aç kalmayın! 12 basit kuralla metabolizmanızı harekete geçirin

Tüm yıl özlemle beklediğimiz yaz mevsimi kapımızı çalarken, hemen hepimizi zayıflama telaşı sardı. Beslenme ve Diyet Uzmanı Pınar Koç, metabolizmanızı hızlandırmanın 12 kuralını anlattı.

Sağlık Bakanlığı: Boy-kilo ölçümü yapılan kişilerin yüzde 64,4’ünün sonucu normal kilo sınırının üzerinde

Sağlık Bakanlığı tarafından, fazla kilolulukla mücadele ve toplumda farkındalık oluşturmak amacıyla başlatılan “İdeal Kilonu Öğren Sağlıklı Yaşa” kampanyası kapsamında, 10-23 Mayıs 2025 tarihleri arasında yapılan ölçümlere ilişkin ilk iki haftalık veriler açıklandı. Kampanya çerçevesinde Türkiye genelinde 1 milyon 143 bin 189 kişiye boy ve kilo ölçümü yapıldı.

Boynunuzdaki ince çizgiler o hastalığın habercisi

Cildinizde meydana gelen fakat açıklanamayan değişiklikler bazı hastalıkların habercisi olabilir. Özellikle uzun süre güneşte kalanlarda bu durum daha da ciddi boyutlara ulaşabiliyor.

Hijyenik olmayan yüzme havuzu suları konusunda uzmanlar enfeksiyona karşı uyarıyor: Kulak tıkacı kullanın

Uzmanlar, yaz aylarında hijyenik olmayan havuzların ‘yüzücü kulağı’ riskini artırdığına dikkat çekiyor.

Soğan yediğinizi kimse anlamayacak! Dil üstünde bir buçuk dakika tutun, nefesi tazeliyor

Soğanlı ve sarımsaklı bir öğle yemeğinden sonra kendinizi kötü hissetmeyin. Uzmanlar ağız kokutan yemeklerden sonra nefesinizi tazelemenin en etkili yollarını paylaştı. Detayları sizler için derledik!

Ameliyatsız tiroit nodülü tedavisi: Radyofrekans ve Lazer Ablasyon nedir?

Medicana Sağlık Grubu Genel Cerrahi Bölümü’nden Doç. Dr. Ozan Akıncı, genetik yatkınlığın, tiroit kanserine yakalanma riskini artıran başlıca faktörlerden biri olduğunu, aile bireylerinde hastalığa ilişkin öykünün bulduğu kişilerde görülme olasılığının daha yüksek olduğunu belirtti.